Ölümsüz Zeytin Ağacının Hikayesi

HAYAT AĞACI 

Gülümseyen bir çocuk vardı hayatın tam ortasında. Bunca kalabalığın ve telaşın içinde yine de yaşamın en anlamlı yüzünü görmenin verdiği coşkuyla gülümsüyordu insanlara. Güneş mi, toprak mı yoksa ağaçların arasında koşuşturmak mıydı onu böyle mutlu eden, bilmeden sadece gülümsüyordu işte...

"Mutluluğun bir tonu var..." dedi ablası, zeytin gözlü güzel çocuğa. Ve devam etti; "Gözlerinin karalığı mucize ağaçtan geliyor senin, bu yüzden böyle parıltılı görüyorsun hayatı. Kocaman bir ailenin parçasısın sen. Bu topraklarda koşup oynamanın değerini bilmelisin çocuk. Bak, dedemizin bize hediye ettiği zeytin ağacımız. Ona ölmez ağaç deniyor, susuzluğa ve sıcaklığa aldırmadan yaşamaya devam eden mucizevi bir ağaç çünkü o." Meraklı, sevgi dolu gözleriyle baktı çocuk. Gülümsedi yine...

Hergün birlikte seyrettiler değerli ağaçlarını. Öğrendiler ölmez ağacın meyvesinin narin karakterini. Soğuk kışlara, sıcak yazlara dayanan geniş gövdeli ağacın meyvesini ancak sonsuz bir sevgi gösterildiğinde cömertçe sunduğunu anladılar. Yaşlandıkça güçlenen ağaçlarına zamanla daha çok bağlandılar. Ve gördüler ağaca hayatını adamanın güzelliğini...

Her sene birlikte elleriyle toplayıp ruhlarını dokundurdukları zeytinleri dedesinin sofraya meyvesuyu olarak getirmesini sabırsızlıkla bekledikleri zamanları düşündüler birlikte.Zaman güzeldi, ama akıp geçti işte, doğanın güzelliği aynı kaldı, ama bu güzelliği yaşayan kişiler değişti artık. Onlara değer bilmeyi öğretti zaman, geçse bile, hergün biraz daha duygu yükleyerek ruhlarına...

Zaman aktı ve  yıllar geçti işte. Büyüdü zeytin gözlü güzel çocuk. Her çocuk gibi o da farklı gözlerle görecekti hayatı artık. İleride o da ailesi gibi umut edecek, çabalayacak, yorulacak ama mutlu olmayı başaracaktı bu cennet bahçesinde. Zaman aktı ve yıllar öyle geçiverdi işte. Birgün kendisini çok yaşlı bir zeytin ağacının altında uyanmış buldu zeytin gözlü güzel çocuk.  Etrafına bakındı, şaşırmıştı. İlk o zaman gördü burasının bir zeytin bahçesi olduğunu. O zaman farketti, dedesinin ona hediye ettiği ağacın bir sürü dostu olduğunu. Ve zeytin ağacının o güçlü gövdesine dokunup ölmez ağaca artık 'hayat ağacım' adını verdi. Çünkü zeytin ağacı hayata can veren güçteydi. Bunu dedesinin gözlerinde, babasının ellerinde görmüştü. Ailesini biraraya getiren sevginin zeytin meyvesine de aktarıldığı zamanlarda duymuştu bu hissi.

Artık büyümüştü çocuk. Doğanın verdiği hediyelerin o kadar da kolay verilmediğini, önce bunu haketmek gerektiğini biliyordu artık. Zeytin bahçesine iyi bakmalıydı. Çünkü o ölmez ağaç ona ailesinden kalan en değerli hediyeydi şimdi. Ve güçlü gövdesiyle yaşama can vermeye devam edecekti. Bunu biliyordu çocuk ve o yüzden yine gülümsüyordu hayata o güzel zeytin gözleriyle yaşamın en anlamlı yüzüne bakarak...

Ürün favorilerime eklendi.

Siteyi kullanmaya devam ederek çerezlerin “Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesine İlişkin Aydınlatma Metni”nde belirtilen

amaçlar ve yöntemler kapsamında değerlendirileceğini kabul etmiş sayılmaktasınız.